157 yaşındaki binanın ismi, 12 Eylül 1980 askerî darbesi sonucu atanan İstanbul Belediye Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Akansel tarafından sakıncalı bulunarak önce “Danışman”, sonra da “Han Geçidi” olarak değiştirildi. Ancak İstanbulluların pek çoğu hanı ve geçidi hâlâ sadakatle Hacopulo, ya da Hazzopulo olarak anmayı sürdürüyor. Hanın özgün ismini yaşatan, içindeki Hazzo Pulo adlı şarap evi oldu.
Hanın açıldığı zaman belki de en önemli özelliği, İstanbul’un ilk alışveriş ve moda merkezi olmasıydı. Ünlü kadın ve erkek terzileri, şapkacılar, düğmeci, işlemeciler ve namlı modelistler buradaydı. Has ipekten astarlar, ibrişim ve kordonetler burada satılırdı. Behzat Üsdiken, 1870-1880 yılları arasında pasajda yer alanlar arasında tuhafiyeciler Yani Malaksotis, Kosmi, Kamik Acaryan, Lukidis ve Adamantidis’i, erkek terzileri Foskolo, Armao, Barbagallo ve Marengo’yu, ünlü ayakkabı ve çizme yapımcısı Heral’i sayıyor. Daha sonraki dönemde bu ünlü terzi dükkânları, ibrişimciler, sahaflar, müzik evleri birer ikişer kapandı.
“Hacopulo Pasajı vardı eskiden, şimdi adını değiştirmişler büyük bir ukalalıkla. Bilmem ne pasajı yapmışlar Danışman Geçidi. Benim babamın eczanesi pasajın içindeki 38 numaralı eczaneydi.”
Babası Dacat Güler’in eczanesi Hacopulo’da bulunan fotoğrafçı Ara Güler’in 1924’te Bolşevik Devrimi’nden kaçan Ruslar tarafından kurulan ve el değiştirerek bugüne kadar ulaşan Rus Lokantası Rejans için yazdığı bir yazıdan alıntılanmıştır.
Hazzopulo Pasajı. SALT Araştırma, Fotoğraf: Kayıhan Türköz.
Hacopulo Pasajı, İstanbul’un sanat ve kültür hayatında iz bırakmış mekânlardan biri olarak tarihe geçti. Üsdiken, 1869’un sonlarında pasajda açılan Adam Musiki Mağazası’ndan söz ederken Türkiye’nin müzik tarihine dair de ilginç noktalara değiniyor. Bir dinleti salonuna dönüşen mağazanın üst katı 1874’te Dikran Çuhacıyan tarafından Türkçe opera sahneleyebilmek için sanatçı yetiştiren bir okul haline getirilmiş, ilerleyen yıllarda İstanbul’un ilk oda orkestrası da aynı mekânda dinleyicileriyle buluşmuştu. 1890’da Zoli adındaki sanatçı, burayı yeniden dekore ederek bir tiyatro haline soktu.
Pasajın ilk sahibi olan Hacopulo’nun kızı Eleni Kimpriti 1956’da öldü ve mülkiyet kızı Elisavet Kimpriti’ye geçti. Elisavet Kimpriti, yurtdışına giderken pasajın vekaletini avukat Nikolay Yurla’ya bırakmıştı. Elisavet Kimpriti öldüğündeyse mülkiyet, eşinin kardeşi Amallia Glanzmann’a geçti. Pasajın mülkiyetiyle ilgili sorun 1980’de başladı. Yapılan bir ihbarla pasajın son sahibi Glanzmann’ın 1976’da İtalya’da öldüğü belirlendi ve pasaja kayyum atandı. Böylece bitmek bilmeyen veraset davaları da başladı. 2003’te davalar devam ederken İtalya’da bir başka mirasçı Domenico Serra ortaya çıktı ve altı yıl süren dava sonucunda pasajın mülkiyeti ona tescil edildi. Ancak karar Yargıtay’da bozulunca yeni bir kayyum atandı. Pasaj, hâlâ kayyum yönetiminde.
Namık Kemal ve Ahmed Midhat Efendi
Namık Kemal ve Ahmed Midhat Efendi’nin 1872-1873 yıllarında çıkardığı İbret Gazetesi’nin matbaa bölümü ve yönetim büroları da Tepebaşı çıkışının sağındaki iki katlı binada bulunuyordu. Pasajın 13 numaralı dükkânında Ahmed Midhat Efendi’nin evinin altına kurduğu matbaa yer almaktaydı. İbret gazetesi de bu matbaada basılıyordu. Aleksan Sarrafyan tarafından hazırlanarak 1869’da yayın hayatına İbretnümâ-yı Âlem adıyla başlayan gazete, 1872 itibariyle Ahmed Midhat Efendi idaresinde yayın hayatına devam etti. Abdülaziz yönetimi tarafından çeşitli defalar kapatılan gazetenin tirajı 12 bine kadar çıktı. Özellikle basın tarihinin ilk başyazarı kabul edilen Namık Kemal’in yazıları nedeniyle ilgi gören gazete, 1873’te bir daha açılmamak üzere kapatıldı. Sebebi Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre adlı oyunuydu. Oyunu beğenen ve tezahüratlarla İbret gazetesinin önünde toplanan halkın heyecanı Osmanlı Sarayı’nı ayağa kaldırınca, gazete 1873 yılı Nisan ayında kapatıldı. Hacopulo Pasajı’nda yapılan tutuklamaların ardından Ebüzziya Tevfik ile Ahmed Midhat Efendi Rodos Adası’na, Namık Kemal Kıbrıs’a, Nuri ve İsmail Hakkı Bereketzade Beyler de Akka’ya sürgüne gönderildi. Yazarlar ancak V. Murad cülusuyla affedilerek geri dönebildi. Bu olaydan sonra pasaj, Jön Türklerin buluşma noktası oldu.
Namık Kemal. SALT Araştırma, Feridun Fazıl Tülbentçi Arşivi.